Yazar Vedat Akıllı yaptığı "Yazmak Çağrıdır" başlıklı söyleşide öğrencilerimize kendi hayatlarının öznesi olmalarını,  aksi halde başkalarının hayatlarının yüklemi olmak durumunda kalacaklarını söyledi.

“Var Olmak Kendini Aramaktır”

Yazmanın bir yazar için en başta varoluşsal bir durum olduğunu dile getiren Vedat Akıllı, “Bugün insan yaşama şevkini yitirmiştir.  Yaşamını kendisi için anlamlı kılacak, hayat bulacak, kendisine hayat sunacak bir yaklaşımdan uzaktır. İnsan ve insanlık varoluş sancısı çekmektedir. İnsanı dünyaya gelişin şaşkınlığından, varoluşun şokundan, yaşadığı gurbetten ve çektiği özlemden kurtaracak olan; varoluş duygusu ve kendilik bilincidir. Zira var olmak kendini aramaktır” dedi.

Özne Olmak

“Her bireyin öncelikli meselesi yaşadığı hayatın içinde özne olmaktır” diye konuşan Vedat Akıllı, “Çok iyi bilinmeli ki; kendi özünün ne olduğunun farkına varamayanlar, yaşamlarının öznesi olamayacaklardır. Kendi yaşamlarının öznesi olamayanlar da başkalarının yüklemi olarak yaşamın yükünü çekmeye mahkûmdurlar” ifadelerini kullandı.

“Bir Varoluş Çabasıdır Yazmak”

Yazarın bütün derdinin kendi var oluş yolculuğuna başkalarını ortak kılmak olduğunu kaydeden Akıllı, “Onun için diyoruz ki; yazmak çağrıdır.  Ve yazar, çağa, çağın ağlarına kapılmadan, çağın ağrılarını ve dertlerini bilerek bir çağrı sunan kişidir. Ve yazar için bir  “muharrir” olarak yanmaktan ve de yazarak ve de yazı yangınında serinlemekten başka yol yoktur. Bir varoluş çabasıdır yazmak. Yazar, yazı ile var eder kendini. Yazar, yaza yaza toparlar kendini. Yazmazsa dağılacaktır, yazmazsa çatlayacaktır yüreği, yazarak sadra şifa arar. Yazı; satırdan sadra ulaşır” diye konuştu.

“Ateşe Talip Olmak Serinletir”

Yazmak için yanmak gerektiğini dile getiren Vedat Akıllı, “Yazdıkça yanmalı, yandıkça yazmalı insan. İçinde bir yangını taşımalı, yangına talip olmalı. İyisi mi, yanmalıdır. Çünkü ateşe talip olması serinletecektir yazarı. Yanmak ateşin etrafında dönen pervane misali; ateşin kendini yakacağını bile bile ateşe bırakmaktır kendini. Olmak için ateşlere düşmek lazım. Yazmak göz göre göre bir ateşin içine atmaktır bedenini. Kalbini avuçlarının içine alıp acıdan kıvranacak kadar sıkmaktır yazmak. Ateş aşktır çünkü aşka düşmeden olmaz. O zaman, aşka talip olmak, ateşe talip olmak, derde acıya talip olmak yazarın olmazsa olmazıdır. Yanmalı ki yazar aydınlatabilmeli, aydın olmalı, münevver olmalı önce. Sonra toplumu aydınlatmalı” şeklinde konuştu. 

“Başka Yolu Yok”

Eskilerin yazara “muharrir” dediklerini hatırlatan Vedat Akıllı, “Muharrir Arapça “har”dan gelme, yani yakıcı ateş.  Bu sebepten; yazmalı yürekten yazmalı, yüreğin titreşimlerinden esinlenerek yazmalı. Yüreğin ateşinde ısıtmalı kelimeleri ve öylece yazmalı. Öyle bir ateş ki serinletmeli yazarı. Yazar yazı ateşinde serinlemeli, çünkü yazarın ateşinin devası yazıda ve serinlemesi için başka yolu da yok” ifadelerini kullandı.  

“Ziyadesiyle İstifade Ettim”

Program sonrası Yazar Vedat Akıllı, ziyadesiyle istifade ettiği bir etkinlik olduğunu belirterek, “Gençlerle olmak başka bir güzeldi. Bu güzel program için başta, program koordinatörü Abdülkadir Koç hocam olmak üzere, okul yönetimine ve hassaten öğrencilerimize çok teşekkür ederim” dedi.  Vedat Akıllı, öğrencilerle etkileşim içinde ve öğrencilerin katkı ve katılımlarıyla süren programda etkileşimi en çok olan üç öğrenciye de imzalı kitabını hediye etti.